Geçtiğimiz hafta hurdacıdan alınan bir bilgisayarla başlayan yolculuğun nasıl Samsun’da teknoloji üreten bir hayale dönüştüğünü anlatmıştım.

Bu hafta ise, o hayalin saha gerçekliğiyle nasıl sınandığını, nelerle karşılaştığımızı, ama en önemlisi nerede vazgeçmediğimizi paylaşmak istiyorum.

Bir Yazılım Geliştirdik. Ama...

Son aylarda sağlık çalışanlarının nöbetlerini adil, yasal ve dengeli biçimde planlayan bir yazılım geliştirdik.

Manuel yazılan Excel çizelgelerini ortadan kaldırıyor, saatlerce süren planlamayı saniyelere indiriyordu.

Yapay zekâ destekliydi, hatasızdı, eşitlikçiydi.

Kurumları ziyaret ettik, projeyi sunduk, heyecan verdik.

Ama sonra yine tanıdık o cümleyle karşılaştık:

“Biz şu anki sistemden memnunuz, bu işler yıllardır böyle yürüyor.”

Kırılmadık. Çünkü anladık ki direnç bize değil, değişimeydi.

Ve bu doğal bir süreçti.

Ama sessiz kalmadık.

Aynı Hikâyeyi Daha Önce Yaşadık: Geri Dönüşüm Projemiz

Birkaç yıl önce yine Samsun’da, akıllı geri dönüşüm cihazlarıyla depozito iade sistemini hayata geçirmek için büyük bir çaba harcadık.

Plastik şişeyi atan kişinin, telefonundaki uygulamaya para yüklendiği bir model tasarlamıştık.

Çocukların okula giderken dönüşümden harçlık kazanabildiği bir sistemdi bu.

Anlattık, gösterdik, pilot çalışma sunduk.

Ama şehirde karşılık bulamadık.

Yine de yılmadık.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile temas kurduk, sistemi anlattık.

Ve bugün:

Türkiye genelinde Depozito İade Sistemi resmen hayata geçti.

İsmimiz geçmedi belki ama...

Vesile olduk. Bu bile yeter.

Zor Olan, Başlamak Değil; Israr Etmektir

Samsun’da teknoloji üretmenin önündeki en büyük engel, bilgisayar değil.

En büyük engel: İkna edilmemiş bir sistemle yüzleşmek.

Ama mesele karşı çıkmak değil.

Mesele birlikte gelişmek.

Kurumlardan, belediyelerden, STK’lardan şunu beklemiyoruz:

“Her projeyi hemen onaylayın.”

Ama şunu öneriyoruz:

“Her fikri en azından dinleyin.”

Çünkü bazen Samsun’da duyulmayan bir fikir, Ankara’da yasa olur.

Ve değişim, tam da orada başlar.

Teşekkür Etmeden Bitmez...

Bu süreçte her zaman yanımızda olan, fikirlerimizi önemseyen ve vizyoner bir yaklaşım sergileyen Samsun Teknopark yönetimine en içten teşekkürlerimi sunuyorum.

Ayrıca yazılımla, yerel gelişimle ve dijital dönüşümle ilgili sesimizi duyurmamıza katkı sağlayan, haberleştiren, yüreklendiren tüm gazeteci dostlarımıza da özel bir teşekkürü borç bilirim.

Onlar olmasa bu hikâyeler sadece bir sunumun arkasında kalırdı.

Son Söz:

Yapay zekâ sadece yazılım değil;

bu ülkenin dijital bağımsızlık hayalinin ilk satırlarıdır.

Adaletli nöbet planlamasıdır.

Geri dönüşüme teşviktir.

Eğitimde fırsat eşitliğidir.

Esnafa yol, gençlere umut, kurumlara hız kazandıran bir dönüşümdür.

Ve bu dönüşüm, şehir şehir, mahalle mahalle başlamalıdır.