Bazı güzellikler vardır ki onlar doğanın bize sunduğu armağanlardır. Eğer hedefleriniz arasında turizm varsa, bu güzellikleri keşfeder, fiziksel altyapıyı hazır hale getirir, insanların oraya ulaşımını sağlarsınız. Son aşamada ise tanıtım yaparak şehrinize turist çekmeye çalışırsınız.

Hele ki burası Karadeniz gibi sanayi imkanlarının sınırlı olduğu bir bölgeyse, turizm kaçırılmaması gereken bir kalkınma fırsatıdır.

Samsun, Karadeniz Bölgesi için eşsiz hazinedir. Ancak hazinenin gerçekten farkında mıyız? Hak ettiği ilgiyi gösteriyor muyuz? İşte burası büyük bir soru işareti.

Ne demek istiyorum. Örneklerle izah edeyim.

Vezirköprü Şahinkaya Kanyonu

Mesela Vezirköprü Şahinkaya Kanyonu. Kanyon, Allah’ın bize lütfu, adeta doğa harikası. Türkiye’de eşi yok. Ama eksikleri de çok.

Yusuf Ziya Yılmaz, büyükşehir belediye başkanlığı döneminde yol sorununu çözdü, bölgeye ulaşımı kolaylaştırarak özel aracı olanların bu güzelliği gözle görülür ve erişilebilir hale getirdi.

Mevcut Başkan Halit Doğan ise şehir merkezinden belirli gün ve saatlerde otobüs seferleri koyarak özel aracı olmayanların da kanyona ulaşmasını sağladı.

Ancak hâlâ kanyona gelenlerin manzaranın keyfini çıkararak oturup bir şeyler yiyip içebileceği bir restoran yok.

Gemi turu sırasında çekilen fotoğraflarda görünecek şekilde, burasının “Şahinkaya Kanyonu” olduğunu gösteren ışıklı bir tabela ya da tabelalar dahi bulunmuyor. Çok mu zor?

Dijital içerik üreticilerinin kanyonda yaptıkları su sporu videoları sosyal medyada hızla yayılırken, içerikler binlerce insan tarafından meraklı gözlerle izlenirken ve beğenilirken neden buraya Batıpark’taki gibi bir su sporları merkezi kurulmaz?

Kruvaziyer turizmiyle kentimize düzenli yabancı turist geliyor. Samsun’a gelen turistler için belediye otobüslerle günübirlik kanyon gezileri organize edebilir. Bunun Samsun turizmine bir katkısı olmaz mı?

Akdağ Kayak Tesisleri

Bir başka turizm lokasyonunu değerlendirelim: Akdağ Kayak Tesisleri…

Tesis her ne kadar yanlış bir noktaya yapılmış olsa da, kış aylarında buraya gelecek insanların bir gece kalabileceği konaklama imkanı yok. Mevcut otel üç yıldır kapalı. Kapalı olan otel sadece işlevsiz değil, aynı zamanda görüntü kirliliği de yaratıyor.

Bölgeye gelen turistler, karın tadını çıkarırken, yiyecek-içecek ihtiyaçlarını alternatifi olmayan küçük bir büfeden karşılamak zorunda kalıyor.

Bu imkansızlık atmosferine tanıklık eden turist bir daha Akdağ’a gelir mi? Ya da ilk defa gelen geldiğine pişman olmaz mı?

Ayrıca özel aracı olmayanların ilçe merkezinden kayak tesislerine ulaşım imkanı da bulunmuyor.

Batık Minare

Bir örnek daha: Batık Minare…

Bafra’da bulunan Batık Minare de Akdağ gibi. Özel aracınız yoksa ulaşmak oldukça zor. Diyelim ki ulaştınız, çay-kahve içeceğiniz, vakit geçireceğiniz tesis burada da yok.

Tıpkı Şahinkaya Kanyonu gibi, burada da su sporları etkinlikleri düzenlenerek burası bir cazibe merkezine dönüştürülebilir.

Küçük Dokunuşlar, Büyük Etkiler

Vezirköprü, Ladik ve Bafra’dan üç örnekle turizmdeki eksikliklere dikkat çekmek istedim. Bütün bunları neden mi söylüyorum? Çünkü bunlar küçük dokunuşlarla çözülebilecek eksiklikler.

Bu doğa harikaları bizim elimizdeki en büyük sermaye. Karadeniz’in, özelde de Samsun’un kalkınması için doğaya sadece bakmak değil, onu anlamak, korumak ve korurken değer üretecek düzenlemeler yapmak gerekiyor.