Sonda yazılması gerekeni baştan yazayım: Fiziksel ve zihinsel aşırı yorgunluk olmadan maçı bitirmiş olmak, Samsunspor için en az galibiyet kadar önemliydi.

Zira bu yoğun maç trafiğinde ve sakatlıkların bel büktüğü bir dönemde ‘aktif dinlenme’ ile istediğini almak bir şanstır.

Geçmiş oyunların tam olarak çıktığı söylenemez 3-0’a rağmen…

Görece zayıf bir rakibe karşı hem de. Şikayet edilecek bir değil bu aslında. Aksine, stratejileri değişiktir bu tür turnuva maçlarının. Ana odak, ‘istediğini almak’ üzerinedir’ iyi oyundan ziyade. İstediğinizi almışsanız eğer, planınız da tutmuş demektir!

Oyunun tam olarak açığa çıkmamasını biraz buradan biraz da maç öncesi yaratılan farklı skorla galibiyet beklentisinden okumakta fayda var.

Samsunspor Hamrun 5

Bu, oyuncuyu çok çabuk skor arayışına iterken, takımının oyunundan uzaklaştırabilir. Yaşanan kısmen buydu. Planın biraz da doğaçlamaya evrilmesi. Bunu sonrası için bir kenara not edecektir Reis ve ekibi.

Reis’in elinin dokunduğu her oyuncunun içinden yeni oyuncular çıkması derslik bir gösteri. Sanki sihirli bir değnek var Alman’ın elinde. Her oyuncusundan maksimum verim almayı bilmek, bir başka teknik adam seviyesine işaret. Gelişmek isteyen her teknik adam için kendisini bir rol model olarak göstersek, hata yapmış olmayız sanırım. Başka şeyler anlatıyor bu adam. Başka şeyler öğretiyor, varsa öğrenmeye yönelik kaygınız.

Celil’i bile değiştirdi, dönüştürdü misal. Sadece ribaunt arayışı ve çoğunlukla ‘gölge koşu’ yapan isimken Celil, şimdi ceza sahası içi koşuları yapan ve topa bile akıl katan bir oyuncu oldu. Bu ancak ustalıkla anlatılabilecek bi’şey!

Samsunspor Hamrun 1

Şurada itirazım var ama…

Oyun 3-0’a geldikten sonra kulübedeki genç oyuncuların en azından birisine Avrupa heyecanı ve kariyeri kazandırabilirdi. Ama o yine tecrübeleri oyuncuları tercih etti. Bilmiyorum belki de, tecrübelileri hazır tutmak için yaptı bunu.

Mecali olmayan Hambrun maçı değil de ne zaman sorusu akla gelmiyor değil yine de.