Samsun, Karadeniz’in gözbebeği…
Ancak şehrin hızla artan nüfusu ve taşıt sayısı, kenti adeta yaşanmaz hale getirdi. Bugün Samsun’da trafik, akışkan bir düzen değil; engellerle dolu bir kaos tablosu.
Çarpık Kentleşmenin Bedeli
Merkez ilçelerde yolların genişletilmesi neredeyse imkânsız. Yılların getirdiği çarpık kentleşme ve plansız yapılaşma, şehrin köylere doğru dalga dalga büyümesine yol açtı. Ancak ne yazık ki yeni yerleşim alanlarında bile geleceğe yönelik bir şehir planlamasından eser yok.
Kaldırımlar Yayalara Değil
Yayalar için ayrılmış kaldırımlar, işyerleri tarafından masa, sandalye, vitrin ve malzemelerle işgal edilmiş durumda. Dahası, kimi kaldırımlarda ve köşebaşlarında park edilmiş araçlar görmek olağan hale geldi. Yaya için yürüyecek alan kalmadığı gibi, sürücüler de bu işgaller yüzünden akıcı bir trafik sağlayamıyor.
Trafik Kuralları Raflarda Tozlanıyor
Samsun’un sokaklarında trafik ışıkları çoğu zaman yalnızca süs gibi. Yaya için yeşil ışık yanarken hızla geçen araçlar, kırmızı ışıkta geçen yayalar, kural tanımazlığın sıradanlaştığını gösteriyor. Şehirde her gün yüzlerce kişi, kendi canını tehlikeye atarak karşıdan karşıya geçmek zorunda kalıyor.
Engeller Olağan Hale Geldi
Bir yaya, şehir merkezinde yürürken her an başına düşebilecek bir balkon saksısına, ayağına takılabilecek bozuk kaldırım taşına ya da ara sokaklarda önü kesilen masa ve sandalyelere dikkat etmek zorunda. Kısacası Samsun’da trafik neden akışkan değil de, engeller olağan nitelikte!
Çözüm: Cebine Dokunmak
Bunca karmaşanın çözümü aslında basit: Katlamalı para cezaları. Yanlış park eden, kaldırımı işgal eden, kırmızı ışıkta geçen, kural tanımazlıkta ısrar eden herkesin cebine dokunulmalı. Üstelik sadece bir defa değil; tekrar eden her hatada ceza katlanarak artmalı.
Çünkü bu ülkede vatandaşın en hassas noktası bellidir: cebindeki para. Cebine dokunulduğunda hem sürücü hem yaya kurallara uymayı öğrenir. Belediyelerin ve emniyet teşkilatının görevi, bu denetimleri sıklaştırmak ve kuralları tavizsiz uygulamaktır.
Kısacası
Samsun büyüyor, gelişiyor. Ama bu gelişmenin altında ezilmemek için kuralsızlığa artık “dur” demek gerekiyor. Yoksa hem yollar hem kaldırımlar, yayalara ve sürücülere dar gelmeye devam edecek.