✍️ Hakan Karaali Yazdı
Colmar: Orta Çağ’dan Günümüze Uzanan Sessiz Bir Rehber
Fransa’nın doğusunda, Alsace bölgesinin kalbinde yer alan Colmar… Yalnızca mimarisiyle değil, kokusuyla, ışığıyla, insanıyla ve sessizliğiyle de anlatılması gereken bir şehir.
Günaydın Samsun yazarı Hakan Karaali, bu kez bizi Avrupa’nın en estetik şehirlerinden birine, Colmar’a götürüyor. Gözlemleri, kıyaslamaları, mizahi dili ve dikkatli detaylarıyla, yalnızca gezmek isteyenlere değil, şehir nasıl korunur diyen herkese bir medeniyet rehberi sunuyor.
Eğer Avrupa rotanızda Colmar yoksa bu yazıdan sonra yer açmanız kuvvetle muhtemel.
Çünkü bu yazı bir gezi notu değil; bu yazı bir Colmar Rehberi. Hem içe hem dışa yolculuk…

Alsace Şarap Yolu Üzerinde Bir Durak: Colmar
Alsace şarap yolundayım. İçtiğimden değil, merak ettiğimden. Dünyanın en önemli gezi rotalarından biri. 12. yüzyıldan başlayarak 18. yüzyıla kadar tüm mimariyi merkez alanlarda ayakta tutmayı başarmış Fransızlar, onları izliyorum. Bir mukayese içerisinde değilim. Daha çok dinginlik arayışı.
Merkezdeki Kilise, Etrafındaki Medeniyet
Her kentin ortasında bulunan kilise etrafında dönerek dolaşınca, eski şehri tadında, dozunda görme imkânın oluyor. Daha geniş daire çizerseniz daha modern yerleşim alanlarına ulaşıyorsunuz.
Büyük Şehir Olmadan Büyük Olmak
Daireyi genişletince büyük esnafın dükkânları ve marketler yatay olarak ortama yerleştirilmiş. Büyük şehir yaratma çabası yok. Büyük olunca işler böyüğe sarıyor malum.
Orta Çağ’dan Bir Parça: Küçük Venedik ve Ara Sokaklar
Colmar bu muhitin organik incisi. Küçük Venedik’te gayığa binenler uçuşta, mutlulukla seyrediyorlar köprüde kendilerini fotoğraflayanları. Ara sokakları, Orta Çağ mimarisinin özgün hâlini yansıtıyor.

Her Köşe Bir Detay, Her Detay Bir Hikâye
Kafanızı yukarıdan alamıyorsunuz zira her bir bina görmeye değer, açık vermemek lazım. Bazı binaların köşelerine entegre edilmiş küçük heykeller sizi şaşırtıyor.
Bartholdi’nin Memleketi Olmak Yetiyor
Özgürlük Anıtı’nı yapan Bartholdi’nin memleketi Colmar, olacak o kadar.
Esnafın Gülümsemesiyle Karşılaşmak
Eski Gümrük binasından başlayarak yürüdüğümüz Tüccarlar Sokağı enfes. Güççük esnaf yerleşik bu sokağa.
Tüccarlar Sokağı ve Peynir Tadımları
Restoranlar, peynir ve hediyelik eşya satan esnaf oldukça samimi ve güler yüzlü, ayrıca veren el tarafında. Peynir tatmaktan peynir almaya gerek duymuyorsunuz, o derece.

Gülmenin Medeni Hâli
Aslında etrafta herkes güler yüzlü. Yüzüne baktığın kadın, erkek sana gülüyor. Bizde kaşlar çatık, surat asık olduğundan aniden yüzü toparlamak kolay olmuyor ama "bonjur" diyerek işi kurtarıyoruz. Bu tip gülenlere biz "deli" deriz, meğer konuyu yanlış anlamışız, anlaşılan.
Sanatçılarının doğduğu evleri işaretleyip müzeye çevirmişler. Basit bir tabela ile onurlandırmışlar. Kibarlık ve vefa böyle bir şey.
Yeme içme konusuna girmeyeceğim, ChatGPT'den her bilgi bedava alınıyor. Benden çok daha detaylı biliyor kardeşim. Yok illa sorarsanız, nesi güzel diye, mutfağı sınıfta kalıyor bende veya biz beğenmiyoruz. Beğenene afiyet olsun.

Medeniyetin Sessiz İzleri
Colmar Fransız şehri ama Alman esintili. Batı Trakya veya Batum gibi düşünün, sınır olduğundan iki toplumdan aşırı rüzgar almış. Medeniyetin izlerini her taşta ve kaldırımda hissediyorsunuz.
Kaldırım, Yol ve Yönetim Dersleri
Bu kaldırım ve yol işini öğrenmek lazım. Seçilen her belediye başkanını buraya gönderip staj yaptırmalı. Yollarda çukur, delik, kayma, çökme falan katiyen yok. Bizim ya Usta ya da Başkan sorunumuz var. Bende her ikisi de beceriksiz ama size iki opsiyon sundum.
Temizlik, Tertip ve Ihlamur Kokusu
Temizlik, tertip on numara. Her yer parfüm kokulu. Bu Fransızların bizde tuvalet ve parfüm hikâyesi hep anlatılır ya, hepsi hikâye. Boş muhabbet. Sokaklarda izmarit, poşet, atık parçaları değil, ıhlamur ağacı yaprakları geziniyor. Zaten şehir ıhlamur kokuyor.
Ihlamur yaprakları içinde gezip, kuşlara yakın olmak isterseniz eğer Pfeffel Parkı’nda oturun, başınızdan ıhlamur yaprakları dökülsün. O ara hem ruhunu, hem bedenini arındırma terapisi yapıp yüzünüzü güldürün, yani uyum açısından.

Geceleri Colmar: Tarihle Baş Başa
Colmar geceleri çok başka. 23 sularında sokaklarda, Cuma ve Cumartesi hariç, hiç
kimse olmuyor. Tam tarihin içinden, hem de Orta Çağ’dan yürüyorsunuz.
Ferforje Lambaların Altında Orta Çağ
Ferforje (fer forgé - dövülmüş demir) lambalar, loş ışık, mum titremesi veren bir ambiyans.
Valjean mı, Rousseau mu? Siz Seçin
Artık Jean Valjean’ı arayan polis müfettişi Javert’i mi hayal edersiniz yoksa Jean-Jacques Rousseau mu, siz bilirsiniz.
Bir Kent Nasıl Korunur?
Ama gece Colmar mutlaka görülmeli. İşte o zaman bir kent nasıl korunmalı; kaldırım taşlarından duvarlara, ışıklandırmadan çatıya kadar insanoğlu neleri başarmış, şahit olunmalı, örnek alınmalı. Yani medeniyet açısından.




