Spor adamı Hakkı Yeşilyurt, Süper Lig’i üçüncü sırada tamamlayan ve 2025-2026 sezonunda ülkemizi UEFA Avrupa Ligi’nde temsil edecek olan Samsunspor’un futbolcularının sezon boyunca sergilediği bireysel performansları değerlendirdi.

Samsunspor’un Farkı: Takım Kimyasıydı

Samsunspor’u diğer takımlardan ayıran en belirgin fark, isimler üzerinden değil, ‘takım kimyası’ üzerinden yol alması oldu. Samsunsporlu oyuncular, görece güçlü rakiplerin oyuncuları kadar belki yıldız değillerdi ama bir makinenin, birbirlerini mükemmel bir şekilde tamamlayan dişlileri gibiydiler. Reis’in ustalığı, Yüksel Yıldırım’ın kulüpte yarattığı iklim, bu başarıya giden yolun en önemli kilometre taşlarıdır.

Samsunspor Kayserispor Maci 7

Hakkı Yeşilyurt’tan Oyunculara Karne

Yoklukta Hayli Güzel İşler Çıkardı

Okan Kocuk (8): İdeal bir takımda, birbirlerini tetikleyecek, rekabet ortamı sağlayacak ve bu şekilde formları korunacak alternatif kaleciler olur. Okan, bu yoklukta hayli güzel işler çıkardı. İstikrarlı performansıyla da kalesinde güven verdi. Yan top zaafı, onun yumuşak karnı. Eleştirilebilecek ve geliştirilmesi gereken yönü de bu. Çizgiyi terk etmeyi bildiği gün, ülke futbolunun en aranan kalecilerinden biri olması işten bile olmaz. Ama önümüzdeki sezon en az onun, hatta onun seviyesinin üzeri bir kaleciye ihtiyaç olduğu da bir gerçek olarak karşımızda duruyor.

Samsunspor Okan Kocuk Kaleci 2-1

Bir Kaptan Nasıl Olmalı Sorusunun Cevabıdır

Zeki Yavru (8): Kariyerinin zirvesine Samsunspor’da ulaştı dersek eğer, sanırım yanlış bir cümle kurmuş olmayız. Bir takım kaptanı nasıl olmalıdır sorusuna cevaptır aynı zamanda Zeki. Gerçek bir liderlik gösterisinde bulundu bu anlamda. Öyle ki, ‘camianın öz çocuğu’ artık herkesin gözünde. Bu camiadan yetişmeye aday genç oyuncular için bir ‘rol model’e dönüştü. Kabul etmeli herkes: Kimse ondan bu seviyede saha içi performans beklemiyordu. Duran toplardaki becerisi ve yaptığı asistlerle takımının attığı gollere yaptığı direkt katkılar, beklentilerin üzerindeydi. O, bizim çocuk artık!

Samsunspor Pres Bennasser Zeki 3

Keşke Önümüzdeki Sezon da Aramızda Olsaydı

Marc Bola (8): Reis’in oyun planındaki geçişlerde ilk istasyondu öncelikle. Sade ve kusursuza yakın yaptı bu görevi. Bulunduğu koridordan oyuna bir yandan akıl katarken, diğer yandan da akıcılık getirdi. Bu şehrin kahraman teknik adamlarından Gisdol’un, onu çoğu zaman kulübede unutması bizler için hâlâ bir şaşkınlık nedeni. Şu iddia edilebilir gerekçe olarak: Gisdol, geçiş oyunu değil, direkt oyuna sarılmıştı. İtirazım olur! Hangi oyunu tercih ederseniz edin, tahtaya ilk yazılması gereken isim Bola’dır. Keşke bir uzlaşı sonrası, yeni bir kontrat ile önümüzdeki sezon da aramızda olsaydı. Güzel hatırlanacak bir isimdir camia için Bola. Yolu açık, şansı bol olsun.

Samsunspor Marc Bola 1

Samsunspor’un Direnç Noktası

Rick Van Drangelen (8): Sol stoper bulmanın hayli güç olduğu bir dönemde, Van Drangelen gibi bir ismi takıma katabilmek, neresinden bakarsanız bakın, bir seçici başarısıdır. Bu takımın ‘direnç noktası’ diyebiliriz kendisi için. Yüksek konsantrasyonu, sertliği, temaslı oyunu sevmesi ve oyunun kötü gittiği anlarda reaksiyon vererek arkadaşlarını da uyandırması çok değerli özellikler. Ofansta kullanılan duran toplardaki etkinliği de cabası… Bizimkiler onu Çarşambalılara benzetiyor. Hiç haksız değiller! Bir de şu var: Ondan aynı ölçülerde sol bek performansı beklemek gibi… Reis’in Galatasaray maçında bu yanlışa düşerek yanıldığını hatırlatmakta fayda var.

Drongelen Goztepe 1

Isırgan Stoperin Tamamlayıcısı

Lubomir Satka (7): O, libero tarzı bir stoper. Isırgan stoperin tamamlayıcısı. Daha çok oyun aklı ve sezgileriyle var oluyor. Güçlü yanlarından biri, iş ahlakı ve sunduğu profesyonellik gösterisi. Ama, görece güçlü santrforlara karşı düştüğü zorluklar gözlerden kaçmadı. Samsunspor’un artık bu seviyeleri kovalayacak bir takım olma gibi hedefi var. Bu seviyeler, daha ikna edici stoperlere ihtiyaç duyar. Hele Avrupa’da da oynayacaksanız… Saygı duyulması gereken bir oyuncu olduğu muhakkak, ama yetmez. Daha iyisi bulunmalı.

 Sezonun Flaş Oyuncusu

Oliver Ntcham (9): Benim baktığım yerden gördüğüm, sezonun flaş oyuncusu olduğudur. Kendi adıma, lig standartlarının üzerinde olduğuna şahadet ederim. Reis’in istediği oyunun ‘ana arteri’ydi. Hatırlayalım: Samsunspor’un yaşadığı keskin düşüş ile onun malum nedenlerden dolayı olmadığı süreç aynı dönemdi. Bu tesadüf değil! Tesadüf olarak görenler büyük bir yanılgı yaşar. Keşke ceza sahası içine daha fazla girebilse… O zaman tadına doyum olmaz! Ntcham, bu taraftarın gözlerindeki pası silen adamdır.

ntcham-baba-samsunspor-3

Topsuz Oyunun Efendisi

Carlo Holse (8): Dikkatlerden kaçmıştır belki; onun hücumda en etkili olduğu dönem, Marius’un en güçlü ve etkili olduğu dönemdir. Marius’un rakip stoperleri dövdüğü ve dikkatlerini dağıttığı anlarda oluşan boşluklara yaptığı sızma koşular, Holse’yi hücum yönüyle de büyütmüştü. Ne zaman Marius fren yaptı, Holse de eşzamanlı… Ama, topsuz oyunun efendisi olmaktan sezon boyunca taviz vermedi. Gösterişsiz ve sade futbolu nedeniyle kimilerinin gözünden kaçtı belki. Ama o, tüm gedikleri ve koşu yollarını kapatan bir efor sundu. Takım kimyasının oluşması açısından nadide bir parçaydı Holse. Bulanları, bulup da getirenleri tebrik etmek düşer bizlere de.

Carlo Holse Avrupa Samsunspor 2

Takımın Temel Taşlarından Biri Oldu

Youssef Ait Bennasser (8): Süper Lig’e çıktığımız sezon öncesi, gazeteci arkadaşımız Murat Sandıkçı bir programda şu soruyu sormuştu: “Bu takımdan, Süper Lig’de oynamaya aday hangi oyuncu veya oyuncular var?” Hatrımda, “Bennasser olur” demiştim. Hem de o dönem TFF 1. Lig’de bile fark yaratmadığı iddia edilirken… Derdim, “Ben bilirim” sığlığında debelenmek değil. Derdim, böyle bir potansiyeli vaat ediyor olduğuna dikkat çekmekti. Şimdi soralım: İşi gördü mü? Çok iyi gördü. Takımının temel taşlarından biri olmayı başardı mı? Net başardı. Yokluğu arandı mı? Arandı. Bugün, “Keşke gitmeyip kalsaydı” diyebiliyor muyuz? Diyoruz.

Samsunspor Marc Bola 2

 Sezonun En Katkılı Oyuncuları Arasında

Emre Kılınç (8): Sevgili başkanınızın dilinden duyulan ve onunla birlikte Okan’ı toplumun önüne yem olarak atılmasına neden olan bir cümle var: “Beyinleri ile kalpleri arasında çelişki olmuştur.” Bu sözün muhataplarının yaşayabilecekleri travmadan kurtulmaları hiç kolay değil. Her kötü gidişin ardından, bumerang gibi dönüp dolaşıp bulur kişiyi bu söz. Bu travmatik duruma rağmen, hayli saygın bir profesyonellik örneği sergiledi Emre. İşini en iyi şekilde yapma gayretinden hiç geri durmadı. En kritik anlarda yaptığı asistler ve attığı gollerle sezonun en katkılı oyuncuları arasında kendisine yer bulmayı bildi. Kırık kolla yaptığı fedakârlıklar, onun omuzundaki apolettir. Mızmızlanmadan, belki de acılar içinde en iyisini yapma gayretindeyken, uğradığı saldırıya en iyi şekilde sahada cevap vermiş oldu.

Emre Kilinc Samsunspor 2

Galatasaray–Samsunspor Maçının VAR Kayıtları Neden Yok?
Galatasaray–Samsunspor Maçının VAR Kayıtları Neden Yok?
İçeriği Görüntüle

 Golcülüğü Mükemmel Olsa...

Marius Mouandilmadji (8): İki ayrı bakış açısı var ona dair bizim cenahta. Çok beğenenler bir yanda, onu oyuncu olarak görmeyenler diğer yanda. Ben ilk taraftayım. Azınlıkta kalan, çok beğenenler tarafında. Beğenmeyenlerin ana argümanı golcülük becerisi üzerine… Haklılar! Ama atladıkları kısım şu: Golcülüğü de mükemmel olsa, bizlerin onu Samsunspor formasıyla seyretmesi çok mümkün olamazdı. Son haftalardaki belirgin düşüşü, bir planlama hatasının sonucuydu. Yalnız bırakıldı, alternatifsiz… Yorgunluk, onu en güçlü yönünden etti. Hatırlatmak isterim bilmeyenlere: Santrforlar diğer mevkilerdeki gibi değillerdir. Sezon içinde bu tür düşüşler yaşayabilirler. Normaldir yani.

Marius-Moundilmadji-5

 Devamlılık Sorunu Yaşadı

Landry Dimata (7): Maliyet-performans denklemine bakıldığında, daha fazlasını bekliyor insan. Attığı kritik gollerle bu açığını kapatmış görebilir kimileri. Ben aynı yerde değilim! Katkısı olduğu şüphe götürmez. Ama ciddi anlamda devamlılık sorunu yaşadığını da gördük. Bu, onun adına soru işaretlerini beraberinde getiren bir zaaf. Maç içinde inişleri ve çıkışları belirgin olmamalı bir oyuncunun. Aksine, tanımlanabilir bir standardı olmalı. Önümüzdeki sezon için Dimata’dan daha fazlasına gidilmeli diye düşünüyorum. Hem daha istikrarlı hem daha skorer olanına… Daha zorlu maçlar bekliyor zira.

Samsunspor Sivasspor Maci 5

 Reis’in Dokunamadığı Tek Oyuncu

Flavien Tait (?): Soru işareti koymam, yaşadığım hayal kırıklığı ve şaşkınlığımdan dolayı. Yoksa ne olursa olsun, var verilebilecek puan. Rennes forması altında onu seyretmek büyük bir futbol keyfiydi benim için. Transferine en çok sevinenlerden biriyimdir mutlaka. Hatta soran yakın çevreme şunu demiştim: “Nokta atışı.” Ne var ki, geride neredeyse hiçbir şey bırakmadan gitti. Seyretmeyi arzu ettiğimiz Tait ile gördüğümüz Tait arasında dağlar kadar fark vardı. Reis, tüm oyuncularına dokunmayı bilen, hatta onları maksimumlarına ulaştıran bir teknik adam tavrı sergiledi Samsun’da. Kendisini bulmayı başaramadığı tek isimdir Tait. Nedenini gerçekten ben de merak ediyorum. Tait niye yokları oynadı?

tait-samsunspor-besiktas-1

 Beklentilerin Gerisinde Kaldı

Arbnor Muja (6): Kayseri maçının son anlarında attığı gol ile takımını 3.’lükte tutması, ona dair kullanılmaya aday kimi olumsuz cümlelerin önündeki yıkılmaz bir bariyer olarak gözüküyor. Ona dair her olumsuzluğu unutmak doğrusu diye düşünüyorsanız, unutalım gitsin! Yok, büyük fotoğrafa bakalım diyorsanız eğer, Muja beklentilerin gerisinde kaldı diyebilmek mümkün. Daha akıcı ve skorer bir kenar oyuncu performansı seyretmeyi bekliyorduk bizler. Takımın ihtiyacı olduğu gibi…

Muja Samsunspor 1

 Hatayspor Maçında Attığı Golle Hatırlayacağız

Kingsley Schindler (6): Deve mi kuş mu belli olmayan bir oyuncudan söz ediyoruz. Ne tam manasıyla bir sağ bek görüntüsü var, ne de sağ ön oyuncusu. Daha çok, üçlü oyuna yatkın bir oyun karakteri ile tanıdık onu. Tanımlanamaz olması, bir oyuncu için büyük bir handikap. Kingsley’in maalesef öyle. Onu bizler, yeniden ayağa kalktığımız Hatayspor maçında attığı gol ile hatırlayacağız daha çok. Samsunspor’un bugünleri görmesinin dönüm noktasıdır o gol zira. Onun da yolu açık, şansı bol olsun bundan sonrası için. Hakkımız helaldir kendisine!

Kingsley Samsunspor 3

Attığı Kritik Gollerin Kıymeti Bilinmeli

Soner Aydoğdu (7): Kenardan gelen bir oyuncunun takımına katkısı ancak bu kadar olabilir. Tartışmaya yer vermeyecek şekilde direkt takımına değer kattı. Attığı kritik gollerin kıymetini bilmekte fayda var. İyi bir profesyonel her şeyden önce.

soner-aydogdu-samsunspor-besiktas-2

Beklenen Katkıyı Veremedi

Soner Gönül (5): Gole hiç katkı sunamadı bu forma altında Soner. Bu anlaşılabilir diye düşünelim hadi. Ama aynı şekilde asist konusunda da fukaralık yaşamasını anlayabilmek pek mümkün değil. Aslında bunun altında yatan şey daha çok şurada saklı: Ortaları, ‘karanlığa yapılan ortalar’ olmaktan öteye geçmiyor. Bu berbat istatistikler, savunma özellikli bir oyuncu olsa da, günümüz futbolunun beklentilerine hiç cevap veremiyor. Zira, savunma yönüyle de ön plana çıkabilen biri değil. Özellikle pozisyon bilgisinin zayıflığı kimi anlarda ciddi alarmlar verebiliyor. Peki kerameti ne Soner’in? Herkes giderken, o hâlen —tartışmalı da olsa— yeni kontrata imza atabiliyor. Elinden gelenin en iyisini verme gayretinde olan bir oyuncu olarak görülmesinden kaynaklı muhtemelen bu. Ara sıra rakip oyunculara efelenmesi de taraftarı hoşnut etmiyor değil. Arıya benzetilebilir: Sürekli hareket hâlinde, fıldır fıldır… Ama bal vermiyor.

Yunus Emre

"Ben Daha Ölmedim" Mesajı Verdi

Yunus Emre Çift (6): İlginç bir performans grafiği var Yunus Emre’nin. Avrupa’dan transfer teklifleri olduğu konuşulurken, bir anda tepe taklak olan bir kariyerden söz ediyoruz. Öyle ki, kötü yaşantısı yazıldı, çizildi hep. Futboldan çok, gece yaşantısına vurgu yapıldı. Samsun’un çocuğundan çok şeyler beklenirken, bir anda taraftarın gözünde ‘tu kaka’ oluverdi. İşte, buradan geri dönüş yaptı bizim çocuk. ‘Bitti’ diye düşünüldüğü bir dönemden geri döndü. Kıymetli onun için. Ligin son dönemlerinde yaşanan kadro zaaflarında formayı bulduktan sonra sırıtmadı. ‘Ben daha ölmedim’ mesajı vermeyi bildi. Yeter mi? Yetmez… Daha fazlası var onda ve ona inanan insanlar daha fazlasını bekliyor. Ona dair geçtiğimiz sezondan unutamayacak bir ayrıntı var: Reis’in onu, Osimhen ile eşleştirmesi. Hiç adil değildi bu.