Randevu Biterken Gelen Cümle: Bir Şey Daha Vardı
Hastalar tarafından genellikle masum bir detay gibi paylaşılan “Bir şey daha vardı” cümlesi, aslında doktorların en çok endişe ettiği durumlardan biri. Özellikle randevunun son dakikalarında dile getirilen bu söz, bazen hayatî öneme sahip sağlık sorunlarını içerebiliyor. Ancak bu noktada doktorlar zamanla yarışmak zorunda kalıyor.
Rush Üniversitesi Tıp Merkezi'nden Dr. Lisa Ravindra, bu cümleyi sıkça duyduğunu ve genellikle hastaların aslında en önemli sorunlarını sona bıraktıklarını belirtiyor. “Bu sorunlar bazen ruh sağlığı problemleri ya da göğüs ağrısı gibi acil değerlendirme gerektiren semptomlar olabiliyor” diyen Ravindra, hastaların kendilerini önemsenmiş hissetmelerini sağlamanın zorlaştığını vurguluyor.
Kararsızlık: Zaman Yetmezliği mi, İlgisizlik Algısı mı?
Dr. Ravindra’ya göre randevunun sonunda gelen bu tarz açıklamalar, doktoru zor bir karara sürüklüyor: Ya zaman ayırıp diğer hastalara geç kalmak, ya da hastadan yeni bir randevu almasını istemek. Ancak bu durum hastada “önemsenmeme” duygusu yaratabiliyor. Her iki seçenek de doktorlar için ideal değil.
Benzer bir tabloyu California’da görev yapan Dr. Melinda Steele de yaşıyor. "Hemen her gün bu durumla karşılaşıyorum. Bu tek cümle tüm günümü alt üst edebiliyor" diyen Steele, doktorları "yüzeyde sakin ama su altında hızlıca çırpınan ördeklere" benzetiyor.

Beklenmedik Son Dakika Sorunlarına Karşı 3 Maddelik Liste Önerisi
Uzmanlar, bu sorunu ortadan kaldırmak için hastaların doktor randevularına hazırlıklı gelmesini öneriyor. Dr. Steele, en fazla üç maddelik bir liste yapılmasını ve en kritik şikâyetlerin yıldızla işaretlenmesini tavsiye ediyor.
Özellikle göğüs ağrısı, nefes darlığı, baş dönmesi gibi ciddi belirtiler mutlaka randevunun en başında paylaşılmalı. Böylece doktorlar doğru öncelik sıralamasıyla hastalarını değerlendirebilir.
“Bir Şey Daha Var” Tuzağına Düşmeyin
Doktorların ortak görüşü şu: Randevu süresi kısıtlı olsa da, en önemli sağlık sorununuzun sona kalması ciddi sonuçlar doğurabilir. Hastaların çekinmeden ve açıkça konuşmaları, hem tanı sürecini hızlandırıyor hem de sağlık risklerini azaltıyor.




