Samsun’da İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü tarafından desteklenen ‘Altın Eller Üretiyor’ projesi kapsamında açılan kuyumculuk kursu, kadınlardan büyük ilgi görüyor. İlkadım Halk Eğitim Merkezi ile İlkadım Eğitim, Kültür, Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği iş birliğiyle yürütülen projede kursiyerler bir yıllık eğitimin sonunda ustalık belgesi alarak mesleğe ilk adımlarını atacak.
Kuyumculukta Geleneksel Teknikler Öğretiliyor
Kurs kapsamında kadınlara kazaziye, Trabzon hasırı, telkari, minecilik, şippoyaki ve gümüş takı işlemeciliği gibi geleneksel teknikler uygulanarak öğretiliyor.
Usta Öğretici Leyla Şen Keskin, şu ana kadar 18 kursiyeri usta öğretici düzeyine taşıdıklarını, 15 kişinin belge almaya hak kazandığını belirtti.
Keskin, “Teknikleri önce bakırla öğretiyoruz, el pratiği kazanıldıktan sonra gümüşe geçiliyor. Eğitimi tamamlayan kursiyerler atölyelerde iş bulabiliyor, evde üretim yaparak gelir elde edebiliyor” dedi.
Kurslar Ücretsiz, Malzemeler Uygun Fiyatlı
Proje kapsamında kurslar tamamen ücretsiz olarak düzenleniyor.
Malzemelerin bir kısmı Halk Eğitim Merkezi tarafından karşılanırken bazı tekniklerde kursiyerler kendi bakır veya gümüş tellerini kullanıyor.
Keskin, “Herkesin ulaşabileceği malzemelerle başlıyoruz. Teknik oturduğunda öğrenciler gümüş örgülere geçiyor. Atölyelerle iş birliği hâlindeyiz; yetenekli kursiyerler istihdam ediliyor” diye konuştu.
Kadınlar Sosyal ve Ekonomik Olarak Güçleniyor
Kursa katılan kadınlar, hem beceri kazandıklarını hem de ekonomik özgürlüklerine katkı sunduklarını ifade etti.
47 yaşındaki tarih öğretmeni Ülkü Coşkun, “El sanatlarına merakım vardı. Burada hem hobi edinip hem üretmeye başladım” dedi.
Usta öğreticilik belgesini alan 53 yaşındaki Fikriye Hatip, “Kazaziye öğrendikten sonra hayatım renklendi. Evde oturduğum yerde bile çalışabiliyorum. Ev ekonomisine ciddi katkı sağladım” ifadelerini kullandı.
55 yaşındaki Arzu Bebek ve 68 yaşındaki Selma Ersoy ise kurs sayesinde öğrendikleri teknikleri evde sürdürdüklerini ve çocuklarına, torunlarına hatıra olarak eserler bırakmak istediklerini söyledi.




