Günaydın Samsun Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Canbulat, Almanya’ya gitti, Inter-PSG arasında oynanan UEFA Şampiyonlar Ligi finaline tanıklık etti.
Deneyim Seyahatine Yeni Bir Alternatif
Sanat ve kültür odaklı deneyim seyahatlerinin artık güçlü bir alternatifi var: Spor! Seyahati ve sporu sevenler, uluslararası spor organizasyonlarının yapıldığı kentlere seyahat ediyor ve gezi rotalarına dâhil ediyorlar.
Bu yeni nesil seyahat tarzı, hem sahada hem şehirde yaşanan deneyimi kapsıyor.
İşte ben de, spor turisti yol arkadaşlarım Burak Güleç ve Burak Şişik ile birlikte UEFA Şampiyonlar Ligi Finali için Almanya’ya gitmek üzere sözleştik.
Final maçı Inter–PSG arasındaydı ama bizim yaşadığımız asıl hikâye, skor tabelasının çok ötesindeydi.
1. Gün: Uçakta Başlayan Kriz
30 Mayıs sabahı soluğu Samsun Çarşamba Havalimanı’nda aldık ve AJet ile İstanbul aktarmalı Münih uçuşu planladık. Samsun–İstanbul uçuşumuz sorunsuz geçti. Ancak Sabiha Gökçen’den Münih’e kalkacak uçak, tam havalanacakken tekrar park pozisyonuna döndü.
Anonslar yapıldı: “Küçük bir teknik arıza.” Ama zaman ilerledikçe “küçük” sorun, “büyük” bir sabır testine dönüştü. 4 saati aşkın uçağın içinde kaldık. Karnımız aç, zihinlerimiz yorgun, moralimiz düşük. Üstelik gerildik, sinirlendik.
Münih’e Geç Varış ve Akşam Nürnberg
Uçağımız nihayet havalandı ve biz Münih’e indiğimizde önceden hazırladığımız tüm planlamamız çökmüştü.
Hemen araç kiraladık, Şampiyonlar Ligi Finali için Münih Olimpiyat Parkı içinde kurulan Festival alanına uğrayıp kısa bir mola verdik. Havayı kokladık ve ardından gece konaklayacağımız Nürnberg için yola çıktık.
Yaklaşık iki saatlik yolculuk sonrası şehre vardık. Bizi orada karşılayanlar, Burak’ların Şişik olanının Samsun’da avukatlık stajı yaptığı günlerde tanıştığı arkadaşı Oliver, kardeşi Philipp ve İspanyol dostları Antonio idi.
AJet’in kaybettirdiği 4 saati, Nürnberg sokaklarını akşam ve ilerleyen saatlerde de olsa gezdirerek telafi ettirdiler. Şehirle gece tanışmak, farklı bir derinlik kattı.
Akşam yemeğinde hesap vakti geldiğinde bizi mahcup ettiler; Alman usulü beklerken, Türk usulü davranıp elimizi cebimize bile attırmadılar. Hesabı ödediler.”
2.Gün: Nürnberg Gezisi ve 1.FC Nürnberg Shop Ziyareti
Ertesi sabah ayaküstü yenilen sanviçle geçiştirilen kahvaltı sonrası Nürnberg’i 2 saatlik bir yürüyüşle keşfettik.
Bundesliga 2’de oynayan kentin futbol takımı 1. FC Nürnberg’in ürün satış mağazası açılır açılmaz kendimizi içeri attık. Atkı, kupa, top almak istedik.
Ancak sezon sonu olduğu için kulüp renklerinde atkı kalmamıştı. Biraz buruk ama yine de diğer ürünleri alarak mağazadan çıktık. Meraklısına not kupa, rozet ve anahtarlık için 30 avro ödedik.
Hemen ardından bizi uğurlayan Oliver ve Philipp’i Samsunspor’un UEFA Avrupa Ligi maçına davet ettik ve onlara veda ettik.
Ingolstadt Outlet’e Gidiş ve Hızlı Alışveriş
Sonraki durağımız Ingolstadt oldu. Burası, dev bir outlet alışveriş alanı.
Dünyaca bilinen markaların mağazaları yan yana dizilmiş durumda. Normalde hakkını vererek dolaşmak için bir gün gerekir.
Ama biz tempolu bir şekilde iki saatte turumuzu tamamlayıp alacaklarımızı alarak Münih’e doğru yola çıktık.
Allianz Arena’da Final Havası
Direkt maçın oynanacağı, Bayern’in stadı da olan Allianz Arena’ya yöneldik. Stadın yanındaki çok katlı dev otoparka aracımızı park ettik. Maça saatler olmasına karşın hem Inter hem PSG taraftarları stadyum çevresini doldurmuştu bile.
Final maçına özel üretilen ve her iki kulübe ait ürünlerin yer aldığı resmi ürün satış mağazalarının önünde uzun kuyruklar vardı. Atmosfer, finalin büyüklüğüne yakışır gibiydi…
Festival Alanı ve Königsplatz
Daha sonra Münih Olimpiyat Parkı’ndaki festival alanına gittik. Ancak maça birkaç saat kala varken bile kapılar kapanmıştı; çünkü alan çoktan dolmuştu.
Biz de alternatif bir izleme noktası olarak konumlanan Königsplatz’a geçtik. Burası Kral Meydanı. Atina’daki Akropolis’ten esinlenerek 19.yüzyıl başlarında inşa edilmiş bir anıt yapı.
Bu meydan, Nazi döneminin en kritik sahnelerine ev sahipliği yapmış. Bugünse konser, festival ve kamu etkinlikleri için kullanılıyor. Buraya tam 6 adet dev ekran kurulmuştu. Atmosfer güzel, organizasyon düzenli, ama izleyenler ekrana bir o kadar da ‘duyarsızdı’. Tuhaf!
Maç PSG tarafından kazanıldı ama ne PSG’liler aşırı sevindi, coştu, ne finalde hezimede uğrayan İnter’liler aşırı üzüldü, yıkıldı.
Kendimize şunu sorduk:
“Bu finali bir Türk takımı ya da bir İngiliz, Alman kulübü oynasa atmosfer nasıl olurdu?”
Eminim çok daha güzel, çok daha coşkulu olurdu!
Münih’te Kalabalık Ama Sakin Gece
Finalden sonra biraz daha Münih sokaklarını turladık. Evet büyük bir insan kalabalığı… Ancak maçın büyüklüğüyle örtüşmeyen bir atmosfer vardı. Finalin bir vitrin olduğu kesindi ama sanki ruhu ve coşkusu eksikti.
3.Gün: Sabah Mini Tur ve Yeni Bir Kriz
Almanya’daki son günümüzde, pazar sabahı erken kalkıp havaalanına gitmeden önce 1.5 saatlik kısa bir Münih turu yaptık.
Ancak havaalanında bizi yeni bir kriz bekliyordu: Şampiyonlar Ligi finali sonrası oluşan muazzam yoğunluk. Uçağımızın kalkışına çok az bir zaman kalmıştı ve pasaport kontrolünde uzayıp giden bir sıra vardı.
Neyse ki tipik bir Türk çözümü devreye girdi. İtalya’da okumuş ve bizim gibi finali izlemeye gelmiş bir arkadaşımız ortamı hareketlendirdi. Yaklaşık 30 kişilik bir grup olarak, diğer yolculardan izin isteyip sıranın en önüne geçtik. Pasaport kontrolünü geçtikten sonra ucu ucuna uçağa yetiştik.
Samsunspor’un Mucizesi
İstanbul aktarması sonrası Samsun’a döndük ama bizim için hikâye henüz bitmemişti. Zira Süper Lig’in kapanış maçı Samsunspor-Kayserispor arasında oynanıyordu.
Samsunspor’un UEFA Avrupa Ligi’ne üçüncü sıradan katılabilmesi için Kayserispor’u yenmesi gerekiyordu.
Uçaktan indiğimizde 75. dakikaydı ve Samsunspor 1-0 mağlup durumdaydı. Havaalanında bizi bekleyen bir arkadaşımızın yardımıyla 19 Mayıs Stadı'na gittik. Basın tribününe çıktığımda dakika 90’dı, hakem uzatmaları göstermişti.
Olmazların olduğu bir maç oldu! Önce oyuna son bölümde giren Soner Aydoğdu 90+5’te eşitliği getirdi. 90+8’de ise bu defa Arnbor Muja, sezonun kapanış golünü attı.
Gülenler, ağlayanlar, tansiyonu fırlayanlar, nabzını düşürmeye çalışanlar, şoka girenler, ne olduğunu anlamaya çalışanlar…
Üç dakika içinde atılan iki golle Samsunspor, maçı 2-1 kazandı, Süper Lig’i üçüncü bitirdi, Avrupa biletini aldı. Samsunspor’un haftalardır çekiştiği Beşiktaş’ın payına ise dördüncülük düştü.
Veda: Futbolun Ötesinde Bir Şey
Samsunspor’un sıra dışı başarısının en büyük mimarlarından biri olan Thomas Reis, basın toplantısında ayakta alkışlandı. Ona gazeteciler ve yazarlar olarak sadece teşekkür etmekle kalmadık; Samsun 19 Mayıs Gazeteciler Cemiyeti ve Türkiye Spor Yazarları Derneği Samsun Şubesi adına plaketler takdim ettik.
Bu jest, sadece teknik bir başarıya değil, bir şehrin umuduna ve futbolun birleştirici gücüne duyulan saygının ifadesiydi.
Kapanış: Bu Sadece Bir Maç Değildi
Bu seyahat; bir uçuş gecikmesinden bir meydan festivaline, bir Şampiyonlar Ligi finalinden uzatma dakikalarında gelen mucize bir Samsunspor zaferine kadar her şeyi içinde barındırdı.
Spor, artık sadece saha içinde yaşanan bir mücadele değil; aynı zamanda bir şehri, bir kültürü, bir ruhu deneyimlemenin en güçlü yollarından biri.
Biz de üç spor turisti olarak; hem Avrupa’nın devleri arasındaki büyük finale, hem de Samsunspor’un tarihi başarısına yerinde tanıklık ettik.
Takipte Kalın: Gezi Rehberleri Geliyor!
Sizinle yarın “Nürnberg Gezi Rehberi” ve Cuma günü “Münih Gezi Rehberi” yazılarımı paylaşacağım.
Bu iki şehre gitmeyi planlıyorsanız, o yazıları mutlaka okuyun. Çünkü bazen bir şehri en iyi, orada bir futbol topu yuvarlandığında tanırsınız.