Yeninin her zaman daha iyi olacağını düşünmeye “yeni etkisi” deniyor. Aynı şekilde yeni bir işin veya evliliğin ilk dönemi de umudu, mutluluk hormonunu artırıyor. Ancak zamanla düşüş yaşanıyor. Buna da “balayı etkisi” deniyor. Transfer işi de biraz buna benziyor…
Samsunspor’da UEFA’ya kadro bildirimi Salı gecesi itibarıyla yapıldı. Bu kadroda forvet eksikliği göze çarptı. Dimata’nın da takımda ayrılmasıyla Avrupa arenasında sadece Marius Mouandilmadji ile rakiplerle çarpışacağız. Peki, transfer dönemi bizler için nasıl geçti? Hangi oyuncular takıma daha fazla katkı yapar? Yeninin karşı konulmaz cazibesi temasıyla açıklayayım. Öncesinde ise forvet transferine bir göz atalım.
Samsunspor’da Santrafor Bilmecesi
Transfer dönemi henüz bitmedi ve bir santrafor daha kesin alınacaktır ama Avrupa’da artık birinci santraforumuz Marius. Genelin aksine ligde Marius’un önüne oyuncu almanın şu aşamada doğru olduğunu düşünmüyorum ki Avrupa’da transfer sona ermişken takımların elinden çıkarmak istediği oyuncular dışında alternatifimiz de kalmadı.
Marius’un önüne çok kaliteli bir oyuncu alsak bile bu ligde maksimum üçüncü olacağız. Avrupa kadrosuna oyuncu yazdıramıyorken maliyetli forvet kurşunumuzu bence Galatasaray ve Fenerbahçe’nin ekonomik olarak zorda kaldığı döneme saklamak gerekiyor. Marius’un net önünde bir oyuncu almak yerine benzer kalitede oyuncu almak bana daha doğru geliyor. Avrupa kadro bildirimi öncesinde farklı düşünüyordum ama tren kaçtı…
Yeni Umutlarla Gelenler
Öncelikle her oyuncuyu yeteri kadar izlemediğimi belirtmem gerekiyor. Hemen hemen her transferin 2-3 maçını izledim, bazı oyuncuların 5-6 maçını takip ettim. Halen yeterli değil ve yanılma payım var. Afonso Sousa, Antoine Makoumbou, Anthony Musaba, Logi Tomasson ve Joe Mendes gibi isimler detaylı değerlendirdiğim yazılara da sitemizden ulaşabilirsiniz. Şimdi geçelim genel değerlendirmeye...
Afonso Sousa (9/10): Bana göre en iyi transferimiz. Detaylı incelemeye buradan ulaşabilirsiniz. Tek soru işaretim; geçmişte yaşadığı sorunlar sahaya yansımış. Adaptasyonu da sancılı geçmiş. Eski takım arkadaşı Satka’nın burada olması ve Borevkovic gibi Portekizce konuşan birinin takımda olması süreci hızlandırır umarım. 9 puanı fazlasıyla hak ediyor.
Antoine Makoumbou (8/10): Bennasser’in yerine alındı ama Thomas Reis’ı tam anlamıyla ikna edebilmiş değil. Ayrıca takımın ne oynadığını, ondan ne beklendiğini de idrak edebilmiş durmuyor. Şu zamana kadar yerini bulabilmiş değil ama kalitesi tartışılmaz. Bennasser’in yapabildiği işleri yapar, hatta daha fazlasını da sahaya yansıtabilir. Biraz zamana ve Thomas Reis’ı savunmada yapabilecekleri konusunda ikna etmeye ihtiyacı var. 8 puan.
Logi Tomasson (7/10): Alan bulduğunda iyi işler yapacağını izlediğimde görmüştüm. Önde oynadığımız her maçta fark yarattı. Ancak bizi biraz geriye iten takımlara karşı da sorunlar yaşama ihtimali var. Zubkov karşısında sorun yaşadı. Fazla alan vererek savunma yapıyor. Hatta Panathinaikos maçının 14’üncü dakikasında yakın oynamadığı için Van Drongelen’den azar işitti. Buna karşılık hücumda iş bitiren konumda. 7 puan.
Anthony Musaba (6.5/10): Bizde olmayan bir profil ve iki ayağını da etkili kullanabiliyor. Birebirde de oldukça etkili. Uzun analizde belirttiğim gibi yerden kestiği topla daha ikinci maçında asistini de yaptı. Ancak oyun zekası soru işaretli. Zaman zaman pas atılacak yerde şut çekeceği, şut çekmesi gereken yerde pas vereceği pozisyonlar olacak. İki maçta göstermese de karar mekanizmasında sorunlar var. Savunma katkısı da sınırlı. Mutlaka katkı verecektir ama “yeninin etkisi” geçince yapamadıkları da göze çarpabilir. Çok iyi başladı. Umarım böyle devam eder. 6.5 puan.
Tanguy Coulibaly (6/10): Geçen sezon yine bizde olmayan bir profil. İki yöne de çalım atabiliyor. Şutu öne çıkan özelliği olmasa da zaman zaman enteresan şutlar çıkarabiliyor. Birebirde özellikle Süper Lig’de geçemeyeceği oyuncu oldukça az. Ancak onun da oyun zekası sorunlu. Zaman zaman maç içinde sinirlerine hakim olamadığı anlar da oluyor. Geçtiğimiz sezon çok kötü bir takımda oynadı ve kendisi de amiyane tabirle biraz saldı. Yeniden bu yoğunluğa çıkması zaman alabilir. 6 puan.
Toni Borevkovic (5/10): Toni Borevkovic, sanıldığında daha iyi bir stoper. Hatta bence Satka’dan birçok özellik açısından daha iyi. Ancak savunma bir uyum işi ve Satka ile Drongelen bu uyumu yakaladı. Bu uyumu bozacak kadar da iyi bir stoper değil. Bu yüzden en anlam veremediğim transfer Toni Borevkovic oldu. Hızı bir sorun ve boyunun gösterdiği kadar hava toplarında etkili değil. Sıçramasında sorun var. Ancak oldukça akıllı ve neredeyse hiç pozisyon hatası yapmıyor. Kısacası, yedek kalmak için fazla iyi, Satka-Drongelen ikilisini bozacak kadar da iyi değil. Keşke daha atletik özellikleriyle öne çıkan bir oyuncuya gidilseydi. Sonuç olarak puanım 5.
Joe Mendes (5/10): Şu an için Zeki’nin gerisinde. Geldiği ilk gün de bunu yazdım ama 2 yıl sonra çok daha iyi bir bek olabilir. Hücum yapmayı seviyor, savunmada da atletizmiyle fark yaratabilir. Uzun maratonda elbet katkı verecektir. Gelecek adına alınabilecek bir risk ama şu an için ortalama bir transfer görüyorum. Puanım bu yüzden 5.
Albert Posiadala (?/10): Hiç maç kaydını bulamadım. Dolayısıyla bir yorum yapamıyorum. Ancak 6 aylık sözleşme imzalandı ve Polonya Ligi’nde genç bir kalecinin takip edildiğini biliyorum. Görünen tabloda muhtemelen Posiadala ile 3-4 ay sonra vedalaşacağız.
Yüzü Eskiyip Gidenler
Gidenlerden Bola, Schindler ve Bennasser katkı veriyordu. Dimata da aldığı paranın karşılığını tam anlamıyla veremiyordu. Ancak sanıldığından daha fazla katkısı vardı. Bu durum “balayı etkisi” için güzel bir örnek. Dimata’nın yüzü eskidi ve yaptığı olumlu işler yerine olumsuzlar daha fazla görülmeye başlandı. Aldığı para da fazla olunca eleştirilerin merkezinde kaldı.
Bundan sonraki dönemde sürpriz bir ayrılık olur mu bilmiyorum ama şu zamana kadarki bölümde gidenler yeri dolmayacak oyuncular değil. Dolayısıyla kulübün bu açıdan biraz geç kalması dışında iyi bir iş çıkardığını söyleyebilirim.
Fuat Çapa Eleştirileri Haklı mı?
Gelelim Fuat Çapa eleştirilerine; bir kulüpte transferin nitelik açısından başarısını veya başarısızlığını futbol direktörüne ve scout ekibine yazabiliriz. Yani; bir oyuncu iyiyse onu başkana öneren ekip budur ve başkan tamam deyip parasını vermiştir. Kötü çıkarsa da aynı şekildedir. Ancak nicelik açısından eleştirilerin odağı bence Fuat Çapa olmamalı.
Fuat Çapa oyuncuyu önerir, karar başkanındır. Eğer yeterli sayıda oyuncu önerilmiyorsa Fuat Çapa eleştirileri hak ediyor ama böyle bir durum olduğunu sanmıyorum.
Dolayısıyla Fuat Çapa yapılmayan transfer yüzünden değil, yapılan transfer kötü çıkarsa eleştiri almalı. En azından benim bu konudaki düşüncem bu.
Umut Veren ve Tartışmaya Açık Adımlar Bir Arada
Sonuç olarak, Samsunspor’un bu transfer döneminde umut veren ve tartışmaya açık adımlar gördük. “Yeni etkisi” ile her gelen oyuncu taraftara heyecan ve beklenti yükledi, “balayı etkisi”yle de ilk maçlarda parlayan ışıklar oldu. Fakat futbol, zamanla yüzünü gösteren bir gerçeklik oyunu. Kısacası, asıl cevabı zaman verecek…