Samsunspor 2025/26 Sezonu Senaryoları

Yeni sezon, yeni hayaller…

Gençlerbirliği maçıyla sezonu açacak Samsunspor’da hedef ilk 5. Peki, bu hedef gerçekçi mi? 2025/26 sezonunda olası senaryoları ve tahminimi sizlerle paylaşacağım.

Süper Lig geçtiğimiz 3-4 sezondan daha kaliteli olacak. Son dönemde takım sayısının fazla olması sebebiyle Süper Lig seviyesinde olmayan oyuncuların Süper Lig’de oynadığı sezonlara şahit olduk.

Takım sayısının 18’e düşmesiyle belli ölçülerde bu durum ortadan kalktı. Ayrıca geçtiğimiz sezonki gibi düşmesi kesin gözüken bir takım da, en azından başlangıç itibarıyla, yok.

Galatasaray ve Fenerbahçe yine zirvede olabilir ama diğer takımlar son yıllarda kalitesizlikle birleşiyordu. Bu sefer biraz daha kalite ortaya koyabilirler. Bu durum da hedefe ulaşmakta daha fazla zorlanmamıza sebep olabilir.

Rüya Senaryo: Şampiyonluk Yarışı

Bu senaryonun gerçekleşmesi için sadece bizim iyi performans göstermemiz yetmez. Şampiyonluğa oynaması beklenen ekiplerin de krize girmesi gerek.

Senaryo Nasıl Gerçekleşir?

  • Galatasaray ve Fenerbahçe krize girer.
  • Bizim transferlerin tamamı uyum sağlar.
  • Geniş kadro kurulur ve Avrupa’nın yıpratıcılığını yaşamayız.

Gerçekleşme İhtimali: İşin doğrusu bu senaryo bana çok gerçekçi gelmiyor. Transferlerde geç kalındı ve Avrupa maçları bizim gibi ekipleri çok daha fazla yıpratıyor. Üstelik üstteki iki takımın birden krize girmesi de çok ihtimal dahilinde durmuyor. Yine de hayal kurulabilir. “Hiçbir şey olmaz… önce bir hayal yoksa”

Kâbus Senaryo: Küme Düşmeme Savaşı

Hayatta genelde insanlar “olumlu bak, olumlu olsun” düşüncesiyle olaylara yaklaşır. Ben daha pesimist bakış açısıyla “olumsuz bak, senaryo gerçekleşirse hayal kırıklığın azalır” diyerek olaylara yaklaşıyorum. Bu senaryonun Samsunspor’daki karşılığı küme düşmeme savaşı.

Senaryo Nasıl Gerçekleşir?

  • Avrupa’nın yıpratıcılığını yaşarız.

  • Saha içi ve saha dışı krize gireriz.

  • Beklenti üstüne çıkan takım sayısı fazla olur.

Gerçekleşme İhtimali: Avrupa’nın bizim gibi Avrupa geçmişi olmayan takımlar için beklenenden daha yıpratıcı olduğunu bilmek gerekiyor. Almanya’da geçen sene Heidenheim Konferans Ligi’nde mücadele etti ve sezon sonunda ligde kalmak için play-out oynamak zorunda kaldı.

Avrupa Ligi’nde mücadele eden Hoffenheim da Bundesliga’yı 15’inci sırada bitirdi. Yine aynı şekilde Belçika’da Cercle Brugge, Konferans Ligi’nde oynadığı sezonun ardından küme düşmekten zor kurtuldu.

Buna ek olarak ligin kalitesi de artacak. Karagümrük ve Kayserispor’un kaleye hızlı gitme konusunda mahir teknik direktörleri var. Fikirlerine âşık, bir türlü esneklik göstermeyen yapıda olduklarını düşünsem de Göztepe’nin bir düzeni var.

Başakşehir ve Çaykur Rizespor iyi kadro kuruyor. Diğer takımların bir bölümü geçtiğimiz sezonki seviyelerinin üstüne çıkıyor. Bocalarsak tepetaklak olabiliriz.

Tüm bunlarla birlikte bu senaryo bence gerçekçi değil. Bocalama ihtimalimizi herkesten daha fazla görüyorum ama bu denli bir bocalama için sadece saha içindeki kriz yetmez, saha dışında da kriz yaşamamız lazım.

Ek olarak ligin kalitesi yükselse de bir anda Premier Lig seviyesine gelmeyecek haliyle. Dolayısıyla ne kadar bocalarsak bocalayalım, suyun üstünde kalırız.

Benim Senaryom: İlk 7

Benim senaryom ise ilk 7 olacak. Hatta 5, 6 veya 7’nci sıradan birini bekliyorum. Geçtiğimiz sezondan daha kötü bir derece beklememin sebepleri ise şunlar:

Avrupa Mesaisi: Yukarıda da belirttiğim gibi Avrupa kültürü olmayan takımlar için ciddi bir bocalama süreci oluyor. Bunu yaşamama ihtimalimiz yok.

Transferler: Kaliteyle ilgili de bazı çekincelerim var ama transferdeki sorun nitelikten ziyade nicelik. Bu yazıyı yazdığım esnada 4 transfer yapmıştık. Belki okuduğunuzda sayı artacak ama görüşüm değişmeyecek.

Yapılacak transferler, farklı bir kültüre gelecekler. Çeşmeyi açtıklarında akan su bile farklı olacak. Bu kadar basit görünen detaylar bile alışma sürecini etkileyebilir. Haliyle bilgisayar oyunları gibi “oyuncuyu aldım ve direkt katkı sağladım” olmayacak.

En basiti Yüksel Yıldırım’ın ilgilendiğimizi belirttiği Afonso Sousa, içe kapanık bir karakter. Derdini paylaşan veya çok konuşkan biri değil. Haliyle adaptasyon süreci sancılı geçebilir. Kısacası; bir tık geç kaldık.

Hedef Takım Haline Geldik: Geçtiğimiz sezon üçüncü olunca birçok takım için hedef takım haline geldik. Bu yüzden çoğu maçta aradığımız boşlukları bulamayacağız. Kadroda da kapanan ekipleri açacak nitelikte oyuncu sayısı şu an için az. Bu sebeple özellikle sezonun başında bizlerin çok beklemediği kayıplar gelebilir.

Sonuç olarak; geçtiğimiz sezonki 3’üncülükten sonra 5, 6 veya 7’nci olmak birçok kişiyi tatmin etmeyecektir ama benim için başarılı bir sezon sayılabilir. 8’inci sıradan aşağısı başarısızlık olacaktır, 5’ten yukarısı da bence geçtiğimiz sezondan daha büyük başarı olur.

Avrupa Kupaları ve Türkiye Kupası

Avrupa’da bir hedef belirlemek mantıklı değil. Avrupa Ligi play-offlarını geçersek elimizden gelen mücadeleyi ortaya koymak gerekiyor ama sonuçlara takılmamak şart. Konferans Ligi’ne kaldığımız senaryoda ise ilk 24 hedefi çok hayalci olmaz ama yine de büyük hedefler koymamak gerek.

Türkiye Kupası’nda ise başarı için daha geniş bir pencere açık. Grup aşamasından turnuvaya başlayacağız. Bir anda kendimizi çeyrek finalde bulabiliriz. Bu sezon özelinde Türkiye Kupası’ndan beklentim fazla.

Umarım yine keyifli geçen ve sonunda mutlu olduğumuz bir sezonu geride bırakırız.

{ "vars": { "account": "PASTE_ANALYTICS_ACCOUNT_ID" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }