‘Kornea, Göz Sağlığında Hayati Bir Rol Oynuyor’ ‘Kornea, Göz Sağlığında Hayati Bir Rol Oynuyor’

KOAH’ın (Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı) dünya genelinde yaygınlaşmaya devam ettiğini belirten Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Seha Akduman, 2024 GOLD Kılavuzunda tanı ve tedavi sürecine dair önemli değişiklikler bulunduğunu vurguladı. Dr. Akduman, KOAH’ın kronik bronşit ve amfizem birlikteliği olarak tanımlandığını ve en önemli risk faktörünün sigara ile diğer tütün ürünlerinin kullanımı olduğunu ifade etti.

KOAH’ın Risk Faktörleri ve Belirtileri

Dr. Akduman, “Sigara içen her dört kişiden birinde KOAH olduğu düşünülmektedir ve hastalığın gerçek rakamları daha yüksektir” dedi. KOAH’ın ana belirtilerinin inatçı öksürük, nefes darlığı ve balgam üretimi olduğunu belirten Akduman, bu semptomların özellikle sabah saatlerinde yoğun görüldüğünü söyledi. Risk gruplarındaki kişilerin, belirtileri fark ettiklerinde doktora başvurmaları gerektiğini vurguladı.

Güncel Tedavi Yöntemleri ve Öneriler

2024 GOLD Kılavuzuna göre, KOAH artık üç evreye ayrılmakta ve tedavi bu evreler göz önünde bulundurularak planlanmaktadır. Dr. Akduman, “Her hastanın tedavisi bireyselleştirilmelidir. Tedavi yöntemleri arasında bronkodilatör ilaçların düzenli kullanımı, aşılar, solunum egzersizleri, ve CPAP/BIPAP cihazları ile pozitif basınç uygulamaları yer alıyor” dedi. Özellikle grip ve zatürre aşılarının KOAH hastalarının yaşam kalitesini artırdığı ve ölüm riskini azalttığı da rehberde vurgulanmaktadır.

Anne Karnında Başlayan Riskler

KOAH riskinin anne karnında başladığını belirten Dr. Akduman, “Hamilelikte sigara dumanına maruz kalmak, bebeğin akciğer gelişimini bozarak ileride KOAH riskini artırıyor” dedi. KOAH’ın erken teşhisiyle hastalığın ilerlemesinin yavaşlatılabileceğini ve hastaların yaşam kalitesinin korunabileceğini ekledi.

Aşılama ve Koruyucu Tedbirler

Dr. Akduman, Tdap ve Zona aşılarının yanı sıra COVID ve grip aşılarının KOAH’lı hastalar için önemini vurguladı. “Aşılama, hastalığın alevlenmelerini önler ve yaşam süresini uzatır” dedi. Ayrıca, tedavi sürecinde eozinofil hücre sayısının da göz önünde bulundurulmasının tedavi planlamasında önemli olduğunun altını çizdi.

Kaynak: dha