Ntcham’ın saha içinde arkadaşları ile senkronize olamaması da bundan. İstediği üçgenler ile geçiş yapamıyor. Emre’nin yokluğu, sorunu daha da derinleştiriyor.
Antalya da aynısını yapmıştı Kasımpaşa gibi. Oyunun boyunu mümkün olduğunca kısaltmıştı.
Ev sahibi oyuncular da, bir an önce sonuca ulaşma kaygısı ile telaşla rakip defansın arkasına serseri toplar atarak sonuca gitmeye çalışmıştı. Temelde hatalı bir yaklaşım bu.
Aksine, kılavuzunuz sabır olmalı bu gibi durumlarda.
Sabırla top çevirmeli, rakibin zaaflarını aramalısınız. Ancak özellikle Van Drangolen hiç o niyette değildi.
Hocanın belki mecburiyetten seçtiği 3’lü oyunun çok işler olmaması, ilk 45’de Mendes, ikinci 45’de Tomasson’un yeterince son çizgiye inmemesindendi.
Bu oyunda, 5’linin her iki kanadındaki oyuncularınız kadarsınız. Zeki ile olmaz misal. Mendes ve Tomasson idealler aslında. Tomasson’un son çizgiye inerek yaptığı etkiler yok değil altı pas çizgisi ve civarına. Ama nedense ön direk koşuları göremedik, kolay goller için. Dahası, Marius’un santrafor sezgilerini de.
Daha derli toplu, ne yaptığını bilen taraftı Kasımpaşalılar. Bir puan iyidir bu futbol gününde.