Neresinden bakılırsa bakılsın mevzuya, Reis’i haklı çıkardı bu tercih.
Oyunun anlattığı bu.
Drangolen ve Satka tandemi Varşova’da kusursuz bir görüntü ile öne çıkmışlardı hatırlarsanız. Bu kusursuzluk ligde de devam etti. Net bir üstünlük kurdular, rakip forvetleri kaleye yaklaştırmadılar bile.
Bunda Samsunsporlu oyuncuların oyun bütünlüğünün etkisi de vardı elbet. Hele, ilk 15-20 sonrası birlikte düşünme, birlikte hareket edebilme konusunda ders verirken tehdit ve tedirginlik de yarattılar.
Özellikle de Musamba ile…
Musamba demişken, bu kadar kolay adam eksilten ve bunu sık aralıklarla yineleyen bir oyuncuya sahip olmak Samsunspor için bir şans.
Semodo’yu oksijen çadırına soktu bölüm bölüm. Bitirici pas, bitirici vuruş eksikliği olmasa, Fb oyuna çoktan havlu atabilirdi.
Ama biliyoruz ki, rotayı bizim gibi ülkelere çeviren bu tür oyuncuların ortak özelliği ‘full paket’ olmamaları!
Maçı en güzel anlatan şey, Tarık’ın takımının en iyi ismi olması. Direnç noktası oldu takımı adına.
Lafı eveleyip gevelemeden bir başka direnç noktasını da söylemekte fayda var: Halil Umut Meler.
Yönetimi ve saha duruşu ile güven vermedi bir kere.
Dahası iyi niyetli olduğunu hissettiremedi hiç. Ben Var’dan dönen ilk pozisyonun gol olduğu yönünde görüş bildirenlerin tarafındayım. Hem ama’sız, hem fakat’sız. İsmail’in de atılmadan oyunu tamamlaması Meler’in jestindendi.
Dikkat çekici bir taktik planı daha vardı Reis’in.
Duran savunma toplarında iki tavşan oyuncusu Musamba ve Coulibaly’i orta saha çizgisinin köşelerine kadar gönderdi.
Oyunun boyunu uzatarak görece yüksek Fb’li oyuncular arasındaki mesafeyi de uzatmayı planladı sanırım burada.
Akıllı adamın hali başka oluyor işte!