Parktaki ağaçları gösterip ona isimlerini öğretmeye çalıştım: "Bu çınar, şu meşe, şu da akasya..." Büyük bir dikkatle dinledi. Sonra birden durup bana dönerek dedi ki:
“Baba, bunlar için bir application yapalım. Bastığımızda ağaçların adını söylesin bize.”
İlk başta gülümsedim. Ama sonra düşündüm… Bu sadece masum bir çocuk fikri değildi; merakla başlayan, teknolojiyle harmanlanmış, öğrenmeye dayalı bir hayal. Bugün belki sadece bir parkta, baba-kız arasında söylenen bir cümleydi. Ama yarın bir girişime, bir yazılıma, bir değişime dönüşebilir. Çünkü büyük dönüşümler küçük kıvılcımlarla başlar.
Bu ülkede nice genç, tıpkı kızım gibi soru soran, hayal kuran, üretmek isteyen bir potansiyelle büyüyor. Ve bu potansiyeli görmek, geliştirmek ve değer vermek hepimizin görevi.
Yakın zamanda dikkatimi çeken girişimlerden biri Next Sosyal oldu. Herkesin “yerli ve milli yazılım” arayışında olduğu bugünlerde bu platform ilgi çekici geldi. Evet, teknik olarak yazılımın kökeni açık kaynak ve bir Alman geliştiriciye ait. Ancak asıl mesele bu yazılımın Türkiye’deki gençler tarafından girişimcilik ruhuyla hayata geçirilmesi. İşte bu bile başlı başına değerli bir adımdır. Çünkü biz gençlerimize güvenirsek, bu topraklarda özgün, yerli ve milli yazılımlar da elbet geliştirilecektir.
Unutmamak gerekir ki, yerli yazılım sadece kod satırlarında değil, o kodu yazma cesaretinde, geliştirme iradesinde ve inançta başlar. Gençlerimizin dijital dünyada kendi yolunu çizmesi, dışa bağımlılığı azaltacak adımlar atması ancak bu şekilde mümkündür.
Bu noktada Selçuk Bayraktar gibi isimler, bir nesle örnek oldu. Yerli imkânlarla neler yapılabileceğini gösterdi. Belki herkes onun gibi teknoloji üretemez ama herkes, onun gibi inatla yürünecek yola inanabilir.
Kızımın ağaçlar için hayal ettiği o uygulama belki bugün bir fikir olarak kaldı. Ama biliyorum ki, bu ülkede binlerce çocuk, benzer hayaller kuruyor. Onlara alan açarsak, imkân tanırsak, yön gösterirsek… Belki de Türkiye’nin en iyi yazılımları parklarda, okullarda, mutfak masalarında kurulan hayallerle doğacak.
Çünkü gelecek; önce merakla başlar, sonra inançla büyür, nihayetinde emekle gerçeğe dönüşür.