Çocuk Suçluluğu: Ceza mı, Rehabilitasyon mu?

Son yıllarda çocukların işlediği suçlarla ilgili haberler, toplumun vicdanını derinden sarsıyor.

Henüz hayatlarının başında olan bireylerin suça yönelmesi, yalnızca adli değil, aynı zamanda sosyal ve ahlaki bir alarmdır.

Ancak bu noktada asıl soru şudur: Suç işleyen çocuğa nasıl yaklaşmalıyız? Onu cezalandırmalı mıyız, yoksa rehabilite mi etmeliyiz?

Çocuk Neden Suç İşler?

Bir çocuğun suç işlemesi, genellikle bireysel bir tercih değil; ihmalin, istismarın, yoksulluğun, eğitimsizliğin ve çoğu zaman sevgisizliğin bir sonucudur. Aile içi şiddet, sosyal çevre, medya etkisi ve eğitimden uzaklaşma gibi faktörler, çocuğun suçla tanışmasını kolaylaştırır.

Cezalandırma Sistemi Ne Kadar Etkili?

Geleneksel hukuk sisteminde suç, ceza ile karşılık bulur. Ancak bir çocuğun gelişim süreci, bir yetişkininkinden çok farklıdır. Suç işleyen bir çocuğu yetişkin gibi cezalandırmak, onu sisteme yabancılaştırmak ve topluma daha zararlı hale getirmekten başka bir işe yaramaz.

Nitekim birçok araştırma, cezaevine giren çocukların yeniden suç işleme oranlarının oldukça yüksek olduğunu göstermektedir.

Yaş Küçüklüğü

MADDE 31 –

(1) Fiili işlediği sırada ONİKİ YAŞINI DOLDURMAMIŞ olan çocukların ceza sorumluluğu yoktur. Bu kişiler hakkında ceza kovuşturması yapılamaz; ancak, çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanabilir.

(2) Fiili işlediği sırada ONİKİ YAŞINI DOLDURMUŞ olup da ONBEŞ YAŞINI DOLDURMAMIŞ olanların işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamaması veya davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmemiş olması hâlinde ceza sorumluluğu yoktur.

Ancak bu kişiler hakkında çocuklara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur. İşlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin varlığı hâlinde, bu kişiler hakkında suç,

AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPİS CEZASINI gerektirdiği takdirde ONİKİ YILDAN ONBEŞ YILA,

MÜEBBET HAPİS CEZASINI gerektirdiği takdirde DOKUZ YILDAN ONBİR YILA kadar hapis cezasına hükmolunur.

Diğer cezaların yarısı indirilir ve bu hâlde her fiil için verilecek hapis cezası YEDİ YILDAN FAZLA OLAMAZ.

(3) Fiili işlediği sırada ONBEŞ YAŞINI DOLDURMUŞ olup da ONSEKİZ YAŞINI DOLDURMAMIŞ olan kişiler hakkında suç,

AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPİS CEZASINI gerektirdiği takdirde ONSEKİZ YILDAN YİRMİDÖRT YILA,

MÜEBBET HAPİS CEZASINI gerektirdiği takdirde ONİKİ YILDAN ONBEŞ YILA kadar hapis cezasına hükmolunur.

Diğer cezaların üçte biri indirilir ve bu hâlde her fiil için verilecek hapis cezası ONİKİ YILDAN FAZLA OLAMAZ.

Yukarıdaki kanun maddelerinden de görüldüğü üzere; çocukların bilişsel gelişimi dikkate alınarak cezai sorumluluk yaşının farklı düzenlenmesi, Türk Ceza Kanunu’nun 31. maddesinde açıkça belirtilmiştir.

Bu düzenleme, çocukların cezalandırılmasından ziyade bireysel gelişim düzeylerine göre değerlendirme yapılması gerektiğini ortaya koymaktadır.

Çocuk Koruma Kanunu ve Çok Boyutlu Yaklaşım

2005 yılında yürürlüğe giren 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu, çocuğun yüksek yararı ilkesini esas alarak yalnızca adli değil, aynı zamanda sosyal ve psikolojik müdahaleleri içeren çok boyutlu bir yaklaşımı benimsemiştir (ÇKK m.4).

Rehabilitasyon: Suçtan Uzak, Hayata Yakın

Çocuk adalet sisteminin amacı, cezalandırmaktan çok, çocuğun topluma kazandırılması olmalıdır. Rehabilitasyon odaklı yaklaşımlar, çocuğun neden suça yöneldiğini anlayarak; eğitim, psikolojik destek ve sosyal hizmetlerle tekrar sağlıklı bir birey haline gelmesini hedefler.

Bu yaklaşım, yalnızca birey için değil, toplum için de çok daha faydalıdır.

Dünya Ne Yapıyor?

İsveç, Norveç ve Hollanda gibi ülkelerde çocuk suçluluğuyla mücadelede odak noktası “onarım”dır. Bu ülkelerde suç işleyen çocuklar çoğunlukla özel eğitim merkezlerine yönlendirilir ve uzun süreli sosyal destek alırlar.

Türkiye’de de 2005 yılında yürürlüğe giren Çocuk Koruma Kanunu, rehabilitasyon esasına dayalı yaklaşımları öngörür; ancak uygulamada çeşitli eksiklikler olduğu inkâr edilemez.

Sonuç: Geleceği Kaybetmeyelim

Çocuklar geleceğimizdir, klişe ama gerçektir. Suç işleyen bir çocuğun hayatına yalnızca cezayla değil, anlayışla, sabırla ve sosyal destekle dokunmalıyız. Ceza, belki düzeni sağlar ama geleceği şekillendirmez. Geleceğimizi kazanmak istiyorsak, suça sürüklenen çocukları kaybetme lüksümüz yok.

{ "vars": { "account": "PASTE_ANALYTICS_ACCOUNT_ID" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }