2011-2012 sezonu... 7 Nisan 2012... Bugün Millet Bahçesi’ne dönüştürülen 19 Mayıs Stadyumu’nda, Samsunspor Sivasspor’u konuk etmişti. Sezonun son haftasıydı.
Samsunspor’un ligde kalabilmesi için iki koşul gerekiyordu: Sivasspor’u yenmek ve İstanbul’da oynanacak Fenerbahçe-Antalyaspor maçında Fenerbahçe’nin kazanması.
Bu senaryo gerçekleşirse, Samsunspor ile Antalyaspor sezonu 39 puanla tamamlayacak, averajla ligde kalan taraf Samsunspor olacaktı.
İstanbul’dan iyi haber geldi. Fenerbahçe, Antalyaspor’u mağlup etti. Antalyaspor 39 puanda kaldı. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı…
Samsunspor, 1-0 öne geçtiği maçı 2-1 kaybederek Süper Lig’e veda etti. Ama bu, sıradan bir düşüş değildi.
Tam 9 sezon boyunca TFF 1. Lig’de, 2 sezon TFF 2. Lig’de mücadele etti Samsunspor. Bu süreç, kulüp ve taraftar için derin bir travmaydı. Acıydı. Dramatikti. Yürek burkucuydu.
Ancak anka kuşu misali küllerinden yeniden doğdu Samsunspor. Önce TFF 2. Lig’den, sonra TFF 1. Lig’den kurtularak Süper Lig’e geri döndü.
Geçen sezon zar zor tutunduğu Süper Lig’de bu yıl adeta fırtına gibi esiyor. Şimdi hedef; sezonu üçüncü sırada tamamlayarak Avrupa kupalarına katılmak.
Ve kaderin cilvesi…
Samsunspor’un bugünkü rakibi yine Sivasspor. Ama bu defa roller değişti. Samsunspor, kazanırsa üçüncü olarak Avrupa’ya gitme hayalini sürdürecek. Sivasspor ise mağlup olursa ligde kalma umutlarını mucizelere bırakacak.
Taraftar, bu karşılaşmaya “intikam maçı” gözüyle bakıyor. Ama ben o görüşte değilim. Futbolda intikam değil, rövanş; düşmanlık değil rekabet olur.
Samsunspor’un hem üçüncülük hedefini canlı tutmak hem de 13 yıl önceki dramatik maçın rövanşını almak istemesi doğaldır, haktır, helaldir.
Ama bunu aşan söylemler üretmek, sportmenliğe ve futbolun ruhuna zarar verir.
Çünkü bu oyunun kazananı ancak sahada belli olur.
Unutulmamalı ki, bir takım tek bir maçla şampiyon olmaz; tek bir maçla da küme düşmez. Sıralamadaki yeriniz, sezon boyunca aldığınız tüm sonuçların toplamıdır.
***
Skor Avantajı + Saha Disiplini + Taraftar Gücü: Galibiyet
Samsunspor, UEFA Avrupa Ligi’ne katılım hakkı elde edebilmek ve sezonu üçüncü sırada tamamlamak motivasyonuyla sahadaydı. Buna, 13 yıl önceki maçın rövanşını almak isteyen coşkulu taraftarın desteği de eklenince, Kırmızı-Beyazlılar maça oldukça istekli başladı. Gol de çok erken geldi.
1-0’dan sonra ise Samsunspor daha kontrollü bir oyunu tercih etti. İkinci gol için çok istekli bir görüntü sergilemedi. Sahadakilerin anlayışı şuydu: “Skor üstünlüğü bizde, koruyalım; fırsat olursa ikiyi buluruz.”
Oyunun genelinde kontrol Samsunspor’daydı. Ancak şu soruyu sormadan geçemem: Ya bir kaza golü yeseydiniz, nasıl telafi edecektiniz?
Böyle maçlarda risk bırakmamak gerekir. Skor avantajını bulduğunuzda mutlaka ikinci golü atarak işi garantiye almalısınız.
Youssef Ait Bennasser ve Olivier Ntcham, saygı duyulası bir oyun sergilediler. Marc Bola da, diğerleri de öyle. Elbette iyi oynayanlar kadar, vasat kalanlar da vardı. Böyle güzel bir galibiyet gecesinde isimleri bende saklı kalsın.
Bu galibiyette takımın saha içi disiplini kadar, tribünleri dolduran taraftarın itici gücü de önemli rol oynadı. Skoru belirleyen sadece ayaklar değil, yüreklerdi.
***
Samsunspor Avrupa Yolunda Göbeğini Kendi Kesiyor!
Samsunspor, Sivasspor’u mağlup etti.
13 yıl önce, Samsun’da Sivasspor’a yenilip Süper Lig’e veda eden takım, bu kez aynı rakibini UEFA Avrupa Ligi hedefiyle yendi. Bu galibiyetle puanını 60’a yükseltti. Beşiktaş ise Alanyaspor deplasmanında puan kaybetti ve ve haftayı 59 puanda kapattı.
Artık Samsunspor lig üçüncüsü.
Ve en önemlisi:
Kendi göbeğini artık kendisi kesebilir.
Kalan iki maçını kazanması hâlinde, sezonu üçüncü sırada tamamlayacak.
Bu sadece Avrupa bileti anlamına gelmiyor; aynı zamanda gelecek sezon Süper Kupa’da oynama hakkı da demek.
Bu şehir, bu takım, bu camia için ne muazzam bir başarı! Çok değil, birkaç sezon önce TFF 2.Lig’e kadar düşen ve alt liglerde mücadele eden Samsunspor…
Şimdi hangi Avrupa kupasına hangi turdan katılacağının hesaplarını yapıyor.
Ama belki de tek bir cümle yeter:
Hak edilmiş, planlanmış, inançla kazanılmış bir başarı bu.