O ilk adım, sadece bir milletin kaderini değil, insanlığın direnç kodlarını da yeniden yazmıştı.
Bugün…
O ilk adımın atıldığı şehir, Samsun,
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde düzenlenen anlamlı bir törenle,
İstiklal Madalyası ile onurlandırıldı.
Gecikmiş bir vefa…
Ama hiçbir zaman eksilmemiş bir değerdi bu şehir.
Samsun, bu madalyayı sadece bir şehir olduğu için almadı.
Bir başlangıç olduğu için aldı.
Bir yazılım gibi düşünün...
Sıfırdan yazılan bir ülke kodunun ilk satırı Samsun’da yazıldı.
Her kurtuluş, önce bir fikirle başlar.
Her fikir, bir veriyle…
Ve işte o gün, Samsun’dan Anadolu’nun damarlarına yayılan bilgi, umut ve kararlılık;
bugünün yapay zekâsıyla kıyaslanabilecek düzeyde mükemmel bir stratejiydi.
O dönem komutanlar, sadece asker değil, veri işleyicileriydi.
Cepheden gelen bilgiler, halkın morali, silah durumu, coğrafi şartlar…
Hepsi anında değerlendirilir, karar verilir, sonuç alınırdı.
Bugün “gerçek zamanlı analiz” dediğimiz şeyin ta kendisiydi.
Bugün bizler, yapay zekâya “görmeyi”, “düşünmeyi”, “karar almayı” öğretmeye çalışıyoruz.
Ama 101 yıl önce, o topraklarda insan zekâsı, bugünün teknolojisine ilham verecek kadar rafine ve güçlüydü.
Samsun’a verilen bu madalya, sadece bir ödül değil…
Bir hatırlatma:
Bu şehir, yalnızca bir başlangıç noktası değil,
Aynı zamanda geleceğe aktarılan bir yazılımın kaynak kodudur.
O yüzden biz şimdi;
hem geçmişin direnişini,
hem geleceğin algoritmasını aynı anda taşımakla yükümlüyüz.
Samsun’a İstiklal Madalyası verildi.
Ama Samsun, çoktan bu milletin kalbine kazınmıştı.
İyi ki varsın Samsun.
Ve iyi ki o ilk adım senin kıyılarında yankılandı.